Ceza İnfaz Kurumlarında Hükümlünün Hastalığının İnfaz Kanunu Bakımından Sonuçları
Türk ceza hukukunda, suç işleyen kişilerin cezalandırılması kadar, bu süreçte insan onurunun korunması ve temel haklara saygı da büyük önem taşır. Bu bağlamda, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun (İnfaz Kanunu), hükümlünün hastalığa yakalanması halinde ortaya çıkabilecek çeşitli sonuçları ayrıntılı bir şekilde düzenlemiştir. Bu düzenlemeler hem hükümlünün sağlık hakkını korumayı hem de infaz sürecinin adil ve insani bir şekilde yürütülmesini sağlamayı amaçlar.
Hükümlünün hastalığı, kanunda farklı maddeler altında ele alınarak, bu durumun infaz sürecine olan etkileri detaylandırılmıştır. İşte kanun uyarınca hükümlünün hastalığa yakalanmasının olası tüm sonuçları:
Özellikle akıl hastalığı, infaz süreci üzerinde farklı ve önemli sonuçlar doğurur:
Türk hukukunda cezanın infazı, suç işleyen kişilerin topluma yeniden kazandırılması ve kamu düzeninin sağlanması amacıyla büyük önem taşır. Ancak bazı özel durumlar, cezanın infazının derhal yerine getirilmesini engelleyebilir veya erteleme gerektirebilir. Bu durumlar 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun (bundan sonra kısaca İnfaz Kanunu olarak anılacaktır) 1.kısım 3.bölümünde düzenlenmektedir.
Bu özel durumlardan biri de hükümlünün hastalığı halidir. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un (İnfaz Kanunu) 16. maddesi, bu önemli konuyu düzenlemektedir.
İnfaz Kanunu madde 16, hükümlünün sağlık durumu nedeniyle cezasının infazının ertelenmesi veya ara verilmesi koşullarını belirler. Bu madde, hem hükümlünün temel insan haklarını korumayı hem de adil bir yargılama ve infaz sürecini temin etmeyi amaçlar.
Madde 16 Kapsamında Erteleme Şartları

İnfaz Kanunu madde 16’ya göre, bir hükümlünün cezasının infazının ertelenebilmesi için belirli şartların bir arada bulunması gerekmektedir:
Akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri
Madde 57- (1) Fiili işlediği sırada akıl hastası olan kişi hakkında, koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilir. Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilen akıl hastaları, yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınırlar.
(2) Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmiş olan akıl hastası, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirtilmesi üzerine infaz hâkimi kararıyla serbest bırakılabilir.
(3) Sağlık kurulu raporunda, akıl hastalığının ve işlenen fiilin niteliğine göre, güvenlik bakımından kişinin tıbbi kontrol ve takibinin gerekip gerekmediği, gerekiyor ise, bunun süre ve aralıkları belirtilir.
(4) Tıbbi kontrol ve takip, raporda gösterilen süre ve aralıklarla, Cumhuriyet savcılığınca bu kişilerin teknik donanımı ve yetkili uzmanı olan sağlık kuruluşuna gönderilmeleri ile sağlanır.
(5) Tıbbi kontrol ve takipte, kişinin akıl hastalığı itibarıyla toplum açısından tehlikeliliğinin arttığı anlaşıldığında, hazırlanan rapora dayanılarak, infaz hâkimliğince yeniden koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilir. Bu durumda, bir ve devamı fıkralarda belirlenen işlemler tekrarlanır.
(6) İşlediği fiille ilgili olarak hastalığı yüzünden davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişi hakkında birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre yerleştirildiği yüksek güvenlikli sağlık kuruluşunda düzenlenen kurul raporu üzerine, mahkûm olduğu hapis cezası, süresi aynı kalmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, infaz hâkimi kararıyla akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir.
(7) Suç işleyen alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlısı kişilerin, güvenlik tedbiri olarak, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılarına özgü sağlık kuruluşunda tedavi altına alınmasına karar verilir. Bu kişilerin tedavisi, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılığından kurtulmalarına kadar devam eder. Bu kişiler, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca bu yönde düzenlenecek rapor üzerine infaz hâkimi kararıyla serbest bırakılabilir.
Diğer Hastalıklar: Cezanın infazına, resmi sağlık kuruluşlarının mahkumlara ayrılan bölümlerinde devam olunur. Ancak bu durumda bile hapis cezasının infazı, mahkumun hayatı için kesin bir tehlike tesis ediyorsa, mahkumun cezasının infazı, iyileşinceye kadar geri bırakılır.
Geri Bırakma Kararı: Adli Tıp Kurumunca veya Adalet Bakanlığınca belirtilen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenip Adli Tıp Kurumunca onaylanan rapor üzerine, infazın yapıldığı Cumhuriyet Başsavcılığınca verilir. Geri bırakma kararı, mahkûmun tabi olacağı yükümlülükler belirtilmek suretiyle kendisine ve yasal temsilcisine tebliğ edilir.
Mahkûmun geri bırakma süresince bulunacağı yer, kendisi veya yasal temsilcisi tarafından ilgili savcılığa bildirilir.
Mahkûmun sağlık durumu, geri bırakma kararını veren Cumhuriyet Başsavcılığınca veya onun istemiyle mahkûmun bulunduğu/tedavi olduğu yer Cumhuriyet Başsavcılığınca, sağlık raporunda belirtilen sürelere, bir süre bulunmadığı takdirde birer yıllık dönemlere göre aynı usule uygun olarak incelettirilir. İnceleme sonucuna göre, geri bırakma kararını veren Cumhuriyet Başsavcılığınca geri bırakma kararının devamına veya sonlandırılmasına karar verilir.
Kapalı ceza evine girdikten sonra gebe kalanlardan, koşullu salıverilmesine 6 yıldan fazla süre kalanlar ile, eylem ve tutumları tehlikeli sayılanlar hakkında bu kural uygulanmaz.
Hükümlünün Talebi veya İnfaz Savcısının Resen Hareket Etmesi: Erteleme talebi genellikle hükümlü veya avukatı tarafından yapılır. Ancak, infaz savcısı da gerekli gördüğü takdirde resen bu konuda işlem başlatabilir.
Bu nitelikte bir hastalığa sahip olup ruh-sinir hastalıkları hastanelerinde tutulmaları gerekli görülmeyerek ceza infaz kurumlarına geri gönderilenlerin cezaları, belirlenen infaz kurumlarının mahsus bölümlerinde infaz edilir.

Hastaneye sevki zorunlu görülen hükümlü, bulunduğu yere en yakın tam teşekküllü Devlet veya Üniversite hastanesinin hükümlü koğuşuna yatırılır.
Bu hastanelere gönderildikten sonra başka sağlık kurumuna sevki ancak sağlık kurulu raporu ile olur.
Ancak Acil / yaşamsal tehlike olan durumlarda, varsa biri hastalığın uzmanı olan 2 uzman hekimce verilip başhekimin onayladığı raporla başka hastaneye sevki ivedi şekilde sağlanır. Bu raporda; hastalığın sebebi, tedavinin neden mevcut kurumda yapılamadığı, hastaya nerede, ne tür tedavi gerektiği yazılır.
Hükümlüler acil haller dışında özel sağlık kuruluşlarına sevk edilemezler. Acil halde ise Adalet Bakanlığına bilgi verilir.
Hükümlü, sağlık nedenleriyle bulunduğu kurumda kalmasının uygun olmadığı, kurum hekiminin önerisi ve en üst amirinin isteği üzerine alınacak sağlık kurulu raporuyla belirlendiği takdirde, başka kurumlara nakledilebilir
Madde 78 – Hükümlünün muayene ve tedavisi
Kurumun sağlık koşullarının düzenlenmesi, hükümlünün acil veya olağan muayene ve tedavisi kurumun hekimi tarafından yapılır. Genel veya hastalık nedeniyle yapılan tüm muayene ve tedavi sonuçları, sağlık izleme kartına işlenir ve dosyasında saklanır. Rızası olsa bile hiçbir hükümlü üzerinde tıbbî deney yapılamaz.
Madde 80 – Hastaneye sevk
Hükümlünün sağlık nedeniyle hastaneye sevkine gerek duyulduğunda durum, kurum hekimi tarafından derhâl bir raporla ceza infaz kurumu yönetimine bildirilir.
Madde 81 – İnfazı engelleyecek hastalık hâli
Kurum hekimi veya görevli hekim tarafından yapılan muayene ve incelemeler sonucunda hükümlünün cezasını yerine getirmesine engel olabilecek hastalığı saptanırsa durum, kurum yönetimine bildirilir.
Madde 82 – Hükümlünün kendisine verilen yiyecek ve içecekleri reddetmesi
Hükümlü hangi nedenle sürekli olarak kendisine verilen yiyecek ve içecekleri reddediyor olursa olsun, bu hareketinin kendisine getireceği bedensel ve ruhsal hasarlar konusunda kurum hekimince bilgilendirilirler. Yine psiko-sosyal hizmet birimi de hükümlünün bu hareketinden vazgeçmesi için gerekli çalışmalar yapar ve sonuç alınamaması halinde kurum hekimince belirlenen rejime uygun ortamda başlanır.
Beslenmeyi reddederek açlık grevi veya ölüm orucunda bulunan hükümlülerden, birinci fıkra gereğince alınan tedbirlere ve yapılan çalışmalara rağmen hayatî tehlikeye girdiği veya bilincinin bozulduğu hekim tarafından belirlenenler hakkında, isteklerine bakılmaksızın kurumda, olanak bulunmadığı takdirde derhâl hastaneye kaldırılmak suretiyle muayene ve teşhise yönelik tıbbî araştırma, tedavi ve beslenme gibi tedbirler, sağlık ve hayatları için tehlike oluşturmamak şartıyla uygulanır.
Öngörülen bu tedbirler, kurum hekiminin tavsiye ve yönetimi altında uygulanır. Ancak, kurum hekiminin zamanında müdahale edememesi veya gecikmesi hükümlü için hayatî tehlike doğurabilecek ise, bu tedbirlere ikinci fıkrada belirtilen şartlar aranmaksızın başvurulur.
Madde 107 -Koşullu Salıverme Sürelerine Etki
Hastalık durumu, hükümlünün koşullu salıverme sürelerini doğrudan etkilemez. Ancak, Madde 16 kapsamında cezanın infazının ertelenmesi halinde, ertelenen süre kural olarak koşullu salıverme süresinin hesaplanmasında dikkate alınmaz. Yani, hükümlünün dışarıda geçirdiği süre, cezaevinde geçirilmesi gereken süreden sayılmaz. Bu durum, hükümlünün cezasının tamamının fiilen çekilmesi gerekliliği ilkesinin bir sonucudur.
Sonuç
İnfaz Kanunu uyarınca hükümlünün hastalığı, sadece basit bir sağlık sorunu olarak ele alınmaz; aksine, cezanın infaz sürecini derinden etkileyen ve çeşitli hukuki sonuçlar doğuran önemli bir faktördür. Kanun koyucu, bu hassas dengeyi gözeterek, bir yandan kamu güvenliğini sağlamayı, diğer yandan da hükümlünün en temel haklarından olan yaşam ve sağlık hakkını korumayı amaçlamıştır.
Hükümlülerin sağlık durumlarına ilişkin düzenlemeler, infaz sistemimizin insancıl ve adil bir yapıya sahip olduğunun göstergelerinden biridir. Bu süreçlerin doğru anlaşılması ve uygulanması, hem hükümlüler hem de ceza adaleti sistemi açısından hayati öneme sahiptir. Ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerin haklarına ilişkin olarak bilgilendirilmek ve doğru şekilde talepleri iletmek için avukatınızla iletişime geçmeniz tavsiye olunur.
0507 029 00 49
info@cerendundar.av.tr
Cumhuriyet Mh. İnönü Cd. No: 66/5 Seydikemer / Muğla
