Hukuk sistemimiz, toplumun değişen ihtiyaçlarına ve güncel adalet anlayışına uygun olarak sürekli gelişim göstermektedir. Bu bağlamda, kamuoyunda “10. Yargı Paketi” olarak bilinen ve 4 Haziran 2025 tarihinde Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe giren 7550 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, infaz hukukunda önemli ve çarpıcı yenilikler getirmiştir. Bu sebeple pek çok insanın bilmesi gereken bir konu oluşturmuştur.
Yazımızda, söz konusu Kanun’un infaz sistemine kazandırdığı başlıca değişiklikleri detaylıca inceleyerek, hukuk uygulayıcıları ve ilgililer için yol gösterici olmayı hedefliyoruz.
Kanun ile yapılan değişiklikleri dört ana maddede toplamak gerekirse bunlar:
Denetimli serbestliğe ilişkin değişiklikler
Kanun, denetimli serbestlik ve koşullu salıverme sisteminde de önemli revizyonlar yapmıştır. Özellikle “girdi-çıktı” olarak bilinen uygulamanın sona erdirilmesi ve mükerrirlere yönelik yeni düzenlemeler dikkat çekicidir.
İnfaz düzenlemelerimize göre, denetimli serbestliğe ayrılmanın şartları:
Olarak sıralanmaktaydı.
05.06.2025 tarihinde Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7550 s. Kanun ile, yukarıda sayılı şartlara: “5 günden az olmamak üzere koşullu salıverilme tarihine kadar Ceza İnfaz Kurumunda geçirmesi gereken sürenin en az 1/10’ini ceza infaz kurumunda geçirmiş olmak” şartı eklenmiştir.
Bu düzenleme ile, kamuoyunda “girdi-çıktı” olarak tabir edilen uygulama son bulmuş, bu vesile ile toplumda oluşan cezasızlık algısının önüne geçilmesi hedeflenmiştir.
Yeni düzenlemeyi bir örnekle somutlaştırmak gerekirse:
2012 yılında haberleşmenin gizliliğini ihlal (TCK 132) suçunu işlemiş, 1 yıl 6 ay kesinleşen cezası bulunan bir hükümlünün koşullu salıverilmeye esas süresi 1 yıl olup (suç tipi gereği 2/3) 7550 s. Kanun öncesi bu hükümlü, doğrudan denetimi hak etmekte idi. (Girdi-çıktı)
Yeni kanun değişikliği ile artık hükümlünün koşullu salıvermeye esas süresinin en az onda birini ceza infaz kurumunda geçirmiş olması şartı aranacağından, bu hükümlü 365/10= 36 gün cezaevi süresinden sonra denetimli serbestliğe ayrılma hakkını kazanır.
Sonuç olarak, artık hükümlüler ceza süreleri ne olursa olsun en az 5 gün olmak üzere, koşullu salıverilmeye esas sürelerinin en az 1/10’unu cezaevinde geçirdikten sonra denetimli serbestlikten faydalanabileceklerdir.
Bu düzenleme, yürürlük tarihi olan 05/06/2025 tarihinden önce işlenmiş suçlarda uygulanmaz.
Bu düzenleme, ceza infazının caydırıcılığını artırmayı ve infaz sistemine olan güveni pekiştirmeyi amaçlamaktadır.
Kanun, ikinci kez mükerrir olan hükümlüler için de koşullu salıverilme, denetimli serbestlik ve açık cezaevi imkanı getirmiştir.
Kanunun 14. Maddesi ile değiştirilen İnfaz Kanunu’nun 108.maddesinin yeni durumuna göre, ikinci kez mükerrir hükümlüler hakkında koşullu salıverilme oranı, süreli hapis cezalarında dörtte üç (3/4) olarak uygulanacak.
Öte yandan, açığa alma yönetmeliği m.8’de eş zamanlı olarak yapılan değişiklik ile bu hükümlülerin diğer şartlar gerçekleştiğinde açık ceza infaz kurumuna ayrılmalarının da yolu açılmış oldu.
Ayrıca bu hükümlüler koşullu salıverilme hakkına da kavuştuklarından, İnfaz Kanununun 105A maddesi anlamında denetimli serbestlik hakkına da dolaylı olarak kavuşmuş oldular.
7550 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu: 4 yıl/4 x 3= 3 yıl koşullu salıverilmeye esas süresi olacak. Sonuç olarak, 1 ay kapalı + 1 yıl açık ceza infaz kurumunda + 1 yıl denetimli serbestlikte geçirerek infazını tamamlayacaktır.
Oldukça önemli bir hususa dikkat çekelim. İşbu hükümlerin uygulanması için, hükümlünün iyi halli durumunun kurul kararı ile saptanması ve infaz hakimliğince iyi halin kabul edilmesi gerekir.
7550 sayılı kanun ile yapılan düzenleme, mükerrer suç işleyenlerin topluma yeniden entegrasyonu ve ıslahı konusunda yeni bir yaklaşım sunmaktadır.
Özel İnfaz Usullerine İlişkin Değişiklikler
7550 sayılı Kanun ile en dikkat çekici değişikliklerden biri, 5275 sayılı Kanun’un 110.maddesinde düzenlenen “özel infaz usulü” kapsamının genişlemesidir.
İnfaz rejimimizde hapsen infazın alternatifi olarak 3 ayrı özel infaz usulü bulunur. Bunlar:
7550 s. Kanun değişikliği ile her 3 özel rejimin kapsamı ciddi şekilde genişletilmiştir. Buna göre hükümlünün talebi üzerine:
Veya daha az süreli hapis cezasının, geceleri/hafta sonları infazı mümkün olabilecektir.
Konutta İnfaz:
Öte yandan konutta infazda, infaza konu cezanın üst süresi kayda değer şekilde genişlemektedir. Buna göre mahkumiyete konu suç nedeniyle doğmuş zararın aynen iade / suçtan önceki hale getirme / tazmin suretiyle tamamen giderilmesine dair hukuki sorumlulukları saklı kalmak üzere;
Tedavi Öncelikli Konutta İnfaz:
Kanun, ağır hastalık veya engellilik sebebiyle cezaevi koşullarında yaşamını sürdüremeyen ve toplum güvenliği bakımından tehlike arz etmeyen kişilerin cezalarının da konutta infazına olanak sağlamıştır. Bu hükümlülerin durumları, yılda bir kez sağlık kurullarınca incelenecek ve infazın devamına ilişkin karar verilecektir. Bu düzenleme, insan onuruna yaraşır bir infazın sağlanması açısından büyük önem taşımaktadır. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası mahkumları bu imkandan muaftır.
Özel İnfaz Usullerinde Denetimli Serbestlik:
Özel infaz usullerinde koşullu salıvermeyle birlikte denetimli serbestlik de uygulanabileceği belirtilmiştir. Ancak, denetimli serbestlik koşullarına aykırı davrandığı için açık ceza infaz kurumuna gönderilenlere özel infaz rejimi uygulanmayacaktır. Ayrıca özel infaz usulüne son verilmesi halinde bile bu usulde geçen sürelerin infazdan sayılması gerekir.
Elektronik Takip Mekanizması:
Toplam cezası 10 yılı aşan hükümlüler için elektronik cihazla takip imkanı getirilmiştir. Bu, konutta infaz edilen hükümlülerin denetimini sağlamak ve toplum güvenliğini temin etmek amacıyla hayata geçirilen modern bir infaz yönetimidir.
Ceza Miktarında Artış Yapılan Suçlar
7550 sayılı Kanun, bazı suç tiplerinde uygulanan cezaların alt ve üst sınırlarında artışa gitmiştir. Bu değişiklikler, suçla mücadelede daha caydırıcı bir infaz politikası benimsendiğini göstermektedir.
Çocuk Hükümlülere Yönelik Yeni İnfaz Modeli
Çocuk hükümlülerin infazında, eğitim ve ıslah odaklı bir yaklaşım benimsenmiştir. Kanun, çocuk hükümlüler için eğitimevleri öngörmektedir.
Bu düzenleme, çocukların cezaevi ortamının olumsuz etkilerinden korunarak, eğitim ve rehabilitasyon yoluyla topluma yeniden kazandırılmalarını hedeflemektedir.
Diğer Önemli Değişiklikler
Sonuç
7550 sayılı Kanun, infaz hukuku alanında kapsamlı ve çağdaş bir dönüşümü beraberinde getirmiştir. Özellikle konutta infazın genişletilmesi, denetimli serbestlik rejimindeki yenilikler ve çocuk hükümlülere yönelik özel infaz modeli, insan odaklı ve ıslah edici bir adalet anlayışının yansımasıdır. Öte yandan, belirli suçlardaki ceza artışları ise suçla mücadelede caydırıcılığın önemini vurgulamaktadır. Bu değişikliklerin, infaz sistemimizin etkinliğini artırması ve adaletin tecellisine daha güçlü bir katkı sağlaması beklenmektedir. Avukatlar olarak, bu yeni düzenlemelerin müvekkillerimiz üzerindeki etkilerini yakından takip etmek ve hukuki süreçleri bu doğrultuda yönetmek büyük önem taşımaktadır.
Bu makale, 7550 sayılı Kanun’un infaz hukukuna getirdiği temel yenilikleri özetlemekte olup, her somut olayın kendine özgü koşullarının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini hatırlatmak isteriz. Konuya ilişkin daha detaylı bilgi ve hukuki danışmanlık için avukatınızla iletişime geçebilirsiniz.
0507 029 00 49
info@cerendundar.av.tr
Cumhuriyet Mh. İnönü Cd. No: 66/5 Seydikemer / Muğla